F-35’te tahkim muamması

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD’nin F-35 üzerinden tehditlerine ‘uluslararası tahkime gideriz’ diyerek yanıt verdi ancak 2007’de imzalanan anlaşma gereği bu mümkün değil.


Cumhurbaşkanı Erdoğan, F-35’lerin teslimatının engellenmesi durumunda uluslararası tahkime gidileceğini söyledi. Fakat 2007’de imzalanan anlaşma metninde, anlaşmazlıkların sadece katılımcılar arasında çözülebileceği belirtilerek, uluslarası mahkeme ve tahkim yolunun kapatıldığı ortaya çıktı. Eski Milli Silahlanma Direktörü Beyazıt Karataş, savunma sanayiinde geçmişte de benzer anlaşmazlıklar olduğuna dikkat çekerek, bunların bir şekilde tahkime götürüldüğünü söyledi.
ABD Kongresi, 716 milyar dolarlık 2019 savunma harcamaları yasa tasarısının son hali üzerinde uzlaştı. Yasa tasarısı metninde, Türkiye’ye CH-47 Chinook helikopterleri ile AH-64 saldırı helikopterleri, H-60 Kara Şahin helikopteri ve F-16 savaş uçaklarının satılmaması isteniyor. Ayrıca tasarıda, ortak bir savunma programı olan ve 100 adet almayı planladığımız beşinci nesil savaş uçağı F-35’lerin de Türkiye’ye teslimatının durdurulması yer alıyor. Buna gerekçe olarak da Türkiye’nin Rusya’dan alacağı S-400 hava savunma sistemlerinden, Rahip Brunson’ın ev hapsinde tutulmasına kadar pek çok sebep sunuluyor.
Senato ve Temsilciler Meclisi’nde üzerinde uzlaşma sağlanan nihai yasa tasarısı metni her iki kanatta da oylanmasının ardından, Başkan Donald Trump’a sunulacak. Trump’ın imzalamasıyla da yasa yürürlüğe girecek. Türkiye ise F-35’lerin verilmemesi tehditlerine karşı en üst seviyede tepki gösterdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, önceki gün yaptığı açıklamada, “Bizi bir yerden daha tehdit etmeye başladılar. Neymiş, F 35’leri vermeyebilirlermiş. ‘Vermezseniz, uluslararası tahkime gideriz’ dedik. Alternatifsiz bir dünyada yaşamadığımız unutulmamalı” ifadelerini kullandı. Fakat konunun uluslararası tahkime taşınması, F-35’lerle ilgili yapılan anlaşma metninde kapatılmıştı.
TAHKİM YOLU KAPALI
Kokpit.aero’nun yayınladığı, F-35’lerle ilgili 2007’de yapılan ve altında dönemin Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül’ün imzası bulunan anlaşma metninde, anlaşmazlık durumunda uluslararası mahkemelere gidilemeyeceğine dikkat çekiliyor. Anlaşma metninin 17. bölümünde, “Katılımcılar arasında bu mutabakat zaptıyla ilgili ortaya çıkan anlaşmazlıklar, sadece katılımcılar arasında istişare yoluyla çözülecek ve bir şahsa, ulusal mahkemeye, uluslararası bir mahkemeye veya herhangi bir diğer şahıs kurumuna havale edilmeyecektir” hükmü yer alıyor. Böylece Türkiye’nin konuyu uluslarası tahkime taşıma ihtimali de ortadan kalkmış oluyor.
BİR-İKİ YILDA SONUÇLANMAZ
Eski Milli Silahlanma Direktörü, emekli Hava Pilot Tümgeneral Beyazıt Karataş ise geçmişte yaşanan anlaşmazlıklara dikkat çekerek, şunları söyledi:
“Hukuk hiçbir zaman kapısı kapalı bir oda değil. Sözleşmede öyle yazsa bile taraflar arasındaki anlaşmazlık, bir şekilde tahkime gider. Fakat tahkime gitmek için de iki tarafın uzlaşısı olması gerekiyor. Geçmişteki uluslarası savunma sanayi anlaşmalarından yola çıkarak, daha önce başımıza gelmiş bu tür anlaşmazlıklarda tahkime gidildiğini biliyorum. Tahkimde de paranı kurtaramazsın, istinafta olduğu gibi uzlaşma komiteleri vasıtasıyla belli bir paraya çekilir. Alan memnun satan memnun pozisyonunda bırakılır. Uzun süreli bir davadır, bir-iki yılda tahkimlerden sonuç alamazsın.”
Karataş, F-35’lerin verilmemesinin Türkiye için çok daha iyi olacağı görüşünde. Milli jet yapılmasına dair yürütülen çalışmalara da dikkat çeken Karataş, “Onu hızlandırabiliriz. Ayrıca elimizdeki filo da yenilenmiş durumda. Bir uçakta en önemli unsur yazılım kısmı ki, biz bunu yapma kabiliyetine sahibiz, motor konusunda da çalışmalarımız var, F-35’in bile bazı parçalarını biz üretiyoruz. Elimizdeki uçakların ömrü de yeni jeti yapmamıza kadar dayanır. Kuyruğumuzu kurtarmış oluruz” değerlendirmesini yaptı.
ÇOĞUNLUK KARARI LAZIM

Diğer taraftan F-35 üretim projesi, dokuz ana katılımcının oluşturduğu bir konsorsiyum tarafından yürütülüyor. Konsorsiyumdaki her ülke, alacağı uçak sayısına bakılmaksızın eşit oy hakkına sahip. Savunma Sanayii Araştırmacısı Tolga Özbek, Trump’ın onayıyla da işin bitmeyeceğine dikkat çekti. Özbek, “Türkiye’nin bu konsorsiyumdan çıkarılması için dokuz ülkenin bir araya gelip çoğunluk kararı alması gerekiyor. Ama Türkiye büyük bir ödeme miktarıyla ikinci büyük ortak diyebiliriz. Dolayısıyla böyle bir adım atmaları son derece zor” görüşünde.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

‘Mavi Vatan 2019’ tatbikatı hesapları bozdu

Doğu Akdeniz’de ‘Dünya yuvarlak’ diyebilmek

Kuşak-Yol’da demir denize kavuşacak