Mavi Vatan ve deniz jeopolitiğine ilişkin yayımlanan haber ve makalelerimin bulunduğu sayfadır. (Tevfik Kadan)
Doğu Akdeniz için ‘stratejik diyalog’
Bağlantıyı al
Facebook
X
Pinterest
E-posta
Diğer Uygulamalar
-
ABD, Doğu Akdeniz’deki pozisyonu güçlendirmek ve Türkiye’yi baskı altında tutmak için İtalyanlarla ‘stratejik diyalog’ süreci başlattı. Libya’daki çözüm arayışlarında Türkiye’yi dışlayan, Doğu Akdeniz’deki doğalgaz ve petrol kaynaklarımıza göz diken, skandal East-Med projesine dahil olarak İsrail kampına katılan İtalya’nın, şimdi de ABD ile ‘stratejik diyolog’ süreci başlattığı ortaya çıktı. Bu ortaklığın hedefinde ise doğrudan Türkiye’nin hak alanları ile bölgesel ağırlığı bulunuyor.
ABD Başkanı Donald Trump ile İtalya Başbakanı Giuseppe Conte, 30 temmuzda Beyaz Saray’da yaptıkları görüşmede, ‘Akdeniz bölgesinde güvenlik ve istikrar çabalarının iyileştirilmesine odaklanmak’ gerekçesiyle iki ülke arasında stratejik diyalog süreci başlatmışlardı. 19-20 kasım günlerinde Washington’da düzenlenen ABD-İtalya Stratejik Diyalog Toplantısında, iki ülkenin üst düzey bürokratları tarafından dört kritik konu ele alındı. ABD Dışişleri Bakanlığı sitesinden yapılan duyuruda, ‘Birleşik Devletler ve İtalya, dört özel ortaklık alanını tartıştılar’ denilerek, şu başlıklara yer verildi:
■ Avrupa’nın enerji güvenliğini ve çeşitliliğini geliştirmek
■ Akdeniz bölgesinde güvenlik ve savunma işbirliğini geliştirmek için ortak ve çok taraflı çabalar geliştirmek ve yatırım yapmak
■ İstikrarlı, birleşik bir Libya hedefini güçlendirmek ve Palermo Konferansının ardından, Libya’da BM arabuluculuğu için uluslararası destek toplamak
■ Müttefiklerimiz ve koalisyon ortaklarımızla eşgüdüm içinde, Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri’ne yönelik terör tehditlerini etkili bir şekilde karşılamak.
İTALYA DOĞU AKDENİZ’DE AKTİF POZİSYON ALIYOR
İtalya, ABD ile stratejik diyalog sürecinin ardından Akdeniz’deki pozisyonunu değiştirdi. Doğu Akdeniz’deki İsrail gazının, Türkiye devre dışı bırakılarak Avrupa’ya gönderilmesi için Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ve Yunanistan ile 25 kasımda masaya oturan İtalyanlar, East-Med adı verilen boru hattının Otranto kentine bağlanmasına onay verdi. Türkiye’nin kıta sahanlığını ihlal eden skandal proje için öngörülen maliyet 7 milyar dolar olarak açıklanırken, projenin birkaç ay içinde başlayacağı ve beş yıl içinde tamamlanacağı duyuruldu. Hattın inşası için 20 aralıkta nihai imzaların atılması bekleniyor.
ÜÇÜNCÜ PARSELDEN KOVULDULAR
Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC)’nin Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon kaynaklarına da göz diken İtalyanlar, kışkırtıcı adımlar atmaya başladı. Güney Kıbrıs Rum Yönetiminin tek taraflı olarak ilan ettiği sözde Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) içinde doğalgaz ve petrol aramak için girişimlerde bulunan İtalyan ENİ şirketi, şubat ayında üç numaralı parsele gemi göndermiş, fakat Türk Donanması tarafından durdurularak sondaj yapmasına izin verilmemişti. Türkiye’nin kararlılığından ders almayan ENİ, şimdi de Türkiye’nin kıta sahanlığı ile kesişen yedi numaralı parselde hidrokarbon sondajı yapmak için Rum Yönetimine lisans başvurusunda bulundu. İtalyan şirketin, üç numaralı parsel için de Türkiye’ye dava açmaya hazırlandığı öğrenildi.
PALERMO’DAKİ SKANDAL
İtalya’nın Palermo kentinde, Libya’daki krizin çözümü için 13 kasımda toplanan konferans da büyük bir skandalla sonuçlanmıştı. Konferansın ikinci günü, Türkiye’nin ve Katar’ın dışarıda bırakıldığı gayri resmi bir toplantı yapıldı. Toplantının Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan ve Fransa’nın askeri ve siyasi desteğiyle ülkenin bir kısmını kontrol eden, Tobruk’taki Libya Ulusal Ordusu adlı silahlı grubun başındaki Halife Hafter’in talebiyle yapıldığı anlaşıldı. İtalya Başbakanı Conte, söz konusu toplantıda çekilen fotoğrafı paylaşıp altına, “İtalya, Akdeniz’in başrol oyuncularını bir araya getiriyor ve Libya için diyalogu yeniden başlatıyor” yazmıştı. Bunun üzerine Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay başkanlığındaki Türk heyeti Palermo’yu terk etmişti.
RUMLAR TÜRKİYE'Yİ BM'YE ŞİKAYET ETTİ
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY), ‘hava sahası ve karasularının’ Türkiye tarafından ihlal edildiği iddiasıyla Birleşmiş Milletler’e (BM) şikayette bulundu.
Rum Fileleftheros gazetesi, Güney Kıbrıs’ın BM Daimi Temsilci Vekili Poli Yoannu’nun, Türkiye’nin ağustos ayında “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin hava sahası ve karasularını ihlal ettiğine” dair şikayet mektubunu, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’e ilettiğini yazdı.
BM Genel Kurulu ve Güvenlik Konseyi’nde perşembe günü resmi belge olarak da dağıtılan 14 Kasım 2018 tarihli mektupta, Yoannu, Türkiye’nin sözde uluslararası hukuku ihlal etme ve uluslararası kurallara uymama politikasını devam ettirmesinin, uluslararası barış ve güvenliğe sürekli bir tehdit oluşturduğunu, bölgenin istikrarı üzerinde olumsuz etki yarattığını, uluslararası sivil havacılığın güvenliğini tehlikeye attığını ve “Kıbrıs üzerindeki hava trafiğinde zorluklar yarattığını” ileri sürdü.
Mektupta, “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuzeyini 1974’ten bu yana işgal altında tutmakta olan Türkiye’nin bu faaliyetleri, açıkça Kıbrıs’ın egemenliğini baltalamak, fiili bölünmeyi sağlamlaştırmak ve Kıbrıs’ın işgal toprakları üzerindeki sözde hava sahasında hak iddia ederek ayrılıkçı rejimi güçlendirmektir” ifadeleri kullanıldı.
YENİ ÜÇLÜ MEKANİZMA
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ile Sırbistan arasında beş işbirliği memorandumu imzalandı. İki ülke, Yunanistan’ın da katıldığı bir üçlü mekanizma oluşturma konusunda mutabık kaldı.
Rum Alithia gazetesi, Güney Kıbrıs ile Sırbistan arasında yapılan “2’inci Kıbrıs-Sırbistan Hükümetler Arası Zirve” çerçevesinde iki ülke arasındaki ilişkileri ileri taşıyan bir dizi adım atıldığını yazdı.
Gazete, iki ülkenin ortak yaptıkları açıklamada, BM ve diğer uluslararası güçlerle daha sıkı işbirliği konusunda inisiyatif üstleneceklerinin kaydedildiğini belirtti. Sırbistan tarafı, Kıbrıs sorunu müzakerelerinin Crans Montana’da kaldığı yerden yeniden başlamasını desteklediğini ve “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenlik hakları ile toprak bütünlüğüne” saygı duyduğunu ifade ederken, Rumlar da Kosova ve Metohiya Özerk Bölgesi için ortak kabul edilebilir çözüm bulunması konusunda Sırplara desteğini iletti.
İki ülke, siyasi istişareler, Avrupa bütünleşmesi, eğitim, atletizm ve diaspora konularında 5 işbirliği memorandumu imzaladı.
DOĞU AKDENİZ GÜNDEMDE
Nikos Anastasiadis (solda) Aleksandar Vucic(sağda)
Görüşmede, Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon yatakları keşfedilmesinin ve bunlardan yararlanılmasının, bölgedeki istikrar ve Avrupa’nın enerji güvenliği açısından hayati önem taşıdığı konusunda mutabakata varıldı.
Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis, yaptığı açıklamada, Güney Kıbrıs-Sırbistan-Yunanistan arasında üçlü bir işbirliği mekanizması kurulmasından bahsetti. Anastasiadis, işbirliği mekanizmasının üç ülkenin ortak ilgi alanındaki, karşılıklı fayda sağlayacak alanlarla ilgili olduğunu ve Balkanlar ile Doğu Akdeniz’deki barışı, istikrarı ve güvenliği ileri götürmeyi hedeflediğini söyledi. Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic ise 2019 yılında yapılması kararlaştırılan Güney Kıbrıs-Sırbistan-Yunanistan üçlü zirvesinde, eğitim, kültür, doğalgaz gibi olası tüm işbirliği anlaşmalarının tartışılacağını kaydetti.
Rum-Yunan ikilisi, önce dünyanın düz olduğuna tüm Akdeniz’i inandırdı, sonra da kıyıdaş ülkelerin binlerce kilometrekarelik deniz yetki alanını çaldı. Şimdi ise Türkiye, herkese dünyanın yuvarlak olduğunu öğretiyor. Türkiye ile Libya arasında imzalanan “Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası”, Doğu Akdeniz’deki dengeleri değiştirecek cinsten. Çünkü pek çok sınırlandırma anlaşmasına emsal olabilecek bu muhtıra, her şeyden önce deniz yetki alanı belirlenmesindeki metodolojiyi değiştiriyor. Bugüne kadar dünyanın düz olduğunu iddia eden Rumlar, Doğu Akdeniz ülkelerine de bunu kabul ettirerek deniz yetki alanlarını bir bir gaspetmişti. Libya’dan 39 bin, Mısır’dan 12 bin ve Levant’tan onbinlerce kilometrekare deniz yetki alanı çalmayı başaran Rum-Yunan ikilisi, şimdi tarihinin en büyük kâbusuyla karşı karşıya. Çünkü Türk amiraller, dünyanın 1 derecelik doğu-batı eğimini katarak yaptıkları sınır hesaplarını, BM’nin kabul ettiği bir yönetime onaylatmış ...
Doğu Akdeniz, kuşkusuz 2019 yılının en sıcak bölgelerinden biri oldu. Öyle gelişmeler yaşandı ki, gündemde Suriye’nin, hatta Libya’nın bile önüne geçti. Ne Trump’ın azledilme süreci, ne de Brexit bu kadar dikkat çekmedi. Çünkü burada yaşananlar, önümüzde yüzyılın güç dengesini gözler önüne seriyor. Doğu Akdeniz’de 2019, bir önceki yılın gerginlikleriyle başladı. 2018 yılında Saipem 12000 adlı sondaj gemisi Türk Donanması tarafından 3. parselden kovulmuş, ExxonMobil 10. parsele gelmişti. Rumlar Fransızlarla askeri işbirliğini genişleterek üslerini Fransız Donanması’na tahsis etmişti. Çok uluslu tatbikatlar, East-Med’de atılan somut adımlar, sondaj için yeni başvurular... İşte 2019, tüm bu kışkırtmalara yanıt verme yılı oldu. KARŞILIKLI HAMLELER Henüz yılın başında Türkiye, Doğu Akdeniz’deki doğalgaz arama sahasını genişletti. 8 Ocak’taki bir Navtex ilanıyla, Meis’in güneyi ile Rodos’un doğusunu kapsayan geniş alanda araştırma yapılacağı duyuruldu. Aynı tarihlerde Türk Donanma...
Türk Donanması’nın tüm denizlerde müşterek yürüttüğü Mavi Vatan Tatbikatı başladı. Tatbikatın en tepesindeki tüm komutanların kumpas mağduru olması dikkat çekiyor. Türk Deniz Kuvvetleri’nin Karadeniz, Akdeniz ve Ege’de müşterek olarak düzenlediği Mavi Vatan-2019 Tatbikatı dün başladı. Gün doğumuyla birlikte Ereğli, Aksaz, Gölcük, Foça, Umuryeri, Erdek, Mersin ve İskenderun’dan demir alan gemiler, jenerik senaryo dahilinde pek çok eğitim yapacak. 8 Mart’a kadar sürecek olan eğitimlere 103 gemi ve 20 bin personelin yanında deniz-hava vasıtaları, kıyı birlikleri, SAT-SAS timleri ile Kara, Hava ve Sahil Güvenlik Komutanlığı unsurları katılıyor. Tatbikatta ANKA, UMTUS, CİRİT gibi milli sistemler de kullanılırken, MİLGEM’in son fazı olan TCG Burgazada gemisi de ilk kez bir tatbikata katılım sağlıyor. AYDINLIK BARBAROS’TA Aydınlık, tatbikatı F-244 borda numaralı TCG Barbaros firkateyninden takip etti. Erken saatlerde Gölcük’ten demir alan Barbaros, hemen liman çıkışında Asimetrik Harp...
Yorumlar
Yorum Gönder